Tuesday, 29 April 2014

Hayatınızı Evlatlarınıza Devrederek Yaşamak !!!

Dün okuduğum bu haberden gerçekten çok etkilendim. Çocuğum olduğundan beri bakış açım oldukça değişti her şeye karşı özellikle de bana ait olmasa da var olan tüm çocuklara karşı. Onların dünyası, onların hayatları, içgüdüleri, hayal dünyaları ve o küçücük dünyada yaşadıkları ha bir de unutmadan biz anne-babaların onlara yükledikleri boylarından büyük misyonlar...

Gelelim dün okuduğum habere haber n99.org sitesinden (buyurun) alınmıştır.

Eşini akciğer kanserinden kaybeden bir adamın ölen eşinin anısına kızıyla, eşiyle beraber çektirdiği düğün fotoğraflarını tekrar çektirme kararı ve sonrasında ortaya çıkan pozlar...

eş-kanser-5

eş-kanser-4
eş-kanser-3
eş-kanser-2
eş-kanser-1

(Tüm fotoğraflar n99.org sitesinden alınmıştır.)
Bu yaşanan nasıl bir dünyadır ve bu adamda nasıl bir yürek ve sabır vardır ki, ya da bu nasıl bir aşktır ki, her anı eşinin kızına devrettiği hayatla yeniden ölümsüzleştirmek...
Duygulanmamak, buna katıksız kalmak ve sadece bakarak bile bu duygu yüklü fotoğraflardan etkilenmemek mümkün değil. İlk önce nasıl olur dedim ama bu kadarını da beklemedim ve sizlerle de paylaşmadan geçemedim.
Aslında Türk kültüründe bizi başkalarından ayıran bir başka özelliğimiz vardır bunu bu fotoğrafları çektiren şahıs için düşünmesem de, bizler genellikle çocuklarımıza çok şeyler yükleriz, kendi hayatlarımızı onlara kenetler, bizden bir olmalarını isteriz. O küçük bedenleri kendi kurtarıcılarımız yaparız ve deriz ki,... "Bir gün büyüdüğünde .... olacaksın ve beni bu hayattan sen kurtaracaksın/ .... olacaksın ve bana sen bakıp sen iyileştireceksin/ ... olacaksın ve kısaca kendi yüküne ek bir de BENİM HAYATIMI SEN DEVRALACAKSIN.....
Yanlış mı düşünüyorum. Üzgünüm ama maalesef bunlar bizim gerçeklerimiz. Hayatımızı bir başkasının hayatından çıkaramayız yada ona mal edemeyiz. O da bir çocuk o da bir birey ve "ONUN DA BİR HAYATI VAR" bizler kabul etsek de etmesek de böyle...
Bizlerin en büyük mirasıdır bu dünyadan göçüp giderken geride bıraktığımız evlatlarımız. Bence bir fazla ve bir ötesi değil. Eğer öldükten sonra da sizi birileri anıyorsa, bir yerlerde adınız geçiyorsa, bir fotoğraf karesinde hala ölümsüzlüğünüz yaşanıyorsa ve güzel evlatlarda bırakıp göç ettiyseniz ne MUTLU SİZE :)
Bu arada gene söylemeden geçemeyeceğim ki tek çocuğa kesinlikle KARŞI olan gruptanım. Evet bir şey yüklemek değil yada bir misyon edindirmek değil bir çocuğa ama geride yaşadıklarında ve çektiği üzüntülerde yada sevincini paylaşmak istediğinde yanında CAN'dan bir CAN daha olmalı diye düşünmüşümdür hep. KARDEŞ CAN'DIR hatta CAN'DAN da ÖTEDİR. Sizin öbür yarınız, hayat arkadaşınız, eşiniz, anneniz, babanız, çocuğunuz kısaca sizden bir yansımadır bu hayatta. Peki ya o da olmazsa... Kendinize de sorun ve ona göre bir daha değerlendirin derim bir daha !!!
....
Bir çocuk,
gözleri ıslak ve buğulu
bir dünya hayal ile bulutlu
gülmek, koşmak ve çocuk olmak
ardından bir de hayatı yazmak
eklenirse bir de anne babadan hayatı devir almak
Olsa da denizler altında yirmi bin fersah
Yaşayamadıktan sonra ne eylesin fersah fersah...
....
Ben de ister miydim böyle güzel kareler... Kesinlikle EVET. Her mutluluk bir anı ve her kare bir an... Neden olmasın ki...
Ölümsüzleşmekse karelerde, benzemekse karelerde, yeniden bir hayata EVET demekse anılarda neden olmasın ki....
Sevgiyle kalın ve sizden bir parça katın hayata...
Şuh-i Fidan

2 comments:

  1. Gözlerim dolu doluydu bu haberi ilk okuduğumda. Bilmiyorum ki, evladı ve çok sevdiği eşi arkasında bu dünyadan göçenin mi işi daha zor, arkada onun anısıyla yaşamaya çalışıp acısını böyle sanata dönüştürenin mi?

    ReplyDelete
    Replies
    1. Her ikisi de ayrı zor tabi...

      İnsan düşününce işin içinden pek de çıkamıyor, ne desen ne yapsan hiç bir türlü yaşanmışlıkların ötesinde neler olabileceğini kestiremiyoruz. Her insan bir derya her insan bir okyanus der Emre... Hakikaten de öyle, düşünüyorum da bazen, içimde tuttuğum benim bile kimseye anlatıp, söyleyemediğim, paylaşamadığım bir sürü duygularım ve yaşanmışlıklarım var içimde.

      Düşünüyorum ama yaşananların haleti ruhiyesi içinde insan ancak kendi cürmü kadar ve donanabildiği kadar sabır ve soğukkanlılıkla bazı şeylerin üstesinden gelebiliyor.
      ...

      Doğrusu zor, anlatmak zor, yaşamak zor, var olanı canınla birlikte taşımak gerçekten zor....

      Delete