Bugün Hep Beraber Brugge (Belçika)-Brüj'e gidelim :) Çikolatalar, danteller, kanallar, yemek, tarih, kwak, huzur, mutluluk kısaca her şey burada var !!!

Ah ahhhhh....

16.05.2014 ben tam da bu saatlerde orada keyfimle demleniyordum. Şimdi ne işim var buralarda... Hafif bir esinti, biraz çakır keyiflik, kanalda gezinti, çeşit çeşit çikolatalar, midyeleri yiyip şu ağacın altında oturmak varken, neyin gayesi, neyin telaşesi içinde koşturup duruyoruz ki...

Aklım, ruhum, bedenim her şeyim nedense hala orada kaldı... Orada yaşayan insanların halet-i ruhiyesini ve bir de kendi ülkemi düşündüm. Sonra bu insanların ne sıkıntısı ne derdi olabilir ki dedim, derken cevabını da kendim buldum. Sanırım sadece  SAĞLIK... Çünkü hepsi huzurlu, iç huzurlu hatta yüzlerine vuran hoş tebessüm ve bu huzuru hissediyorsunuz, hayat telaşesi yok, dükkanlarını istedikleri zaman açıp, istedikleri zaman kapatıyorlar, belli ritüelleri var, daha ne olsun...

Brugge deyince, size bakın bu yazımda nelerden bahsedeceğim;

1. Brugge Dantelleri
2. Brugge Çikolataları
3. Kanallar
4. Yemek (Midye, Patates ve Waffle)
5. Kwak Birası
6. Müzik
7. Tarih- Gezilmesi Gereken Olmazsa Olmaz ve Olabilir Yerler :)

1. Brugge Dantelleri (diğer adıyla Rahibe İşi)

Burada dantelleri bizim bildiğimiz usul tığ ve iplikle değil, aşağıda da fotoğrafta gördüğünüz şekilde toplu iğneler ve tahta çubuklara dolanmış ipliklerle motif üzerinden işleyerek yapıyorlar. Gerçekten çok garip. Oraya gidene kadar dantellerinin ününün böyle olduğunu bilmiyordum. O kadar çok pahalıya satılıyor ki nedenini sorduğumda tam da anlatamadılar. Ben de merakımdan bunları ören bayanları görebileceğim bir yer var mıdır dedim? Bana oranın meğersem bizdeki Halk Eğitim'ler gibi bir merkezini tarif ettiler. Ben rahat durur muyum tabi? Millet yer içer, tarih gezer ben Emre'yi bana alet ederek bu merkeze giderim. Ve bakın neler olup bitiyor....



2.Brugge Çikolataları

İşte en tatlı, en güzel ve yenmesi gereken noktaya geldik :) Belçika Brugge çikolataları :)

Her türlü desen, çeşit, renk ve tatta hatta istediğiniz modelde gerçek çikolata ile burada tanışabilirsiniz... Çikolataların hepsi el yapımı ve bu yüzden de oldukça pahalılar... Küçücük bir kutu içinde toplam 15-20 lokmalık çikolatalar en düşük 12 Euro'dan başlıyor. Hediye alayım götüreyim derseniz de 30-50 Euro'yu cebinizden çıkarmayı göze alın derim. Tam da bir dükkanda çikolata yiyip almaya kalkışınca ve fiyatları duyunca neden bu kadar pahalı ve neden çikolatanız bu kadar farklı yada size göre özel ki dedim? Diğer çikolatalardan farkı ne dedim? Mağazadaki bayan çok merak ediyorsan ve bilgi almak istiyorsan müzeye git o zaman dedi. Kapalı idi giremedim ama isterseniz şimdi online beraber ziyaret edelim tık tıkkkkk :) Tarihçesi neymiş derseniz de ona da buyurun tıkkkk :) Hatta daha fazlası da ne derseniz buyurun buradan !!! Ama öğrendim ki, işin sırrı kakao çekirdeğindeymiş, pahalılıkta bundanmış :)

3. Kanallar

Şehrin Ortaçağ mimarisi 2. Dünya Savaşı'ndan herhangi bir zarara uğramadan günümüze kadar ulaşmış. Şehrin neredeyse tamamından kanallar geçiyor. Ortalama 4,5 km'2 lik alana kurulmuş olan Brugge'u bir uçtan diğer bir uca yürüyerek gezmeniz de mümkün. Ayrıca 7,5 Euro ödeyerek de yaklaşık 45 dk süren Brugge'yi kanallarla da fethetmeniz mümkün. Bu teknelere Belçika ve Brugge genelinde batomush yani sinek tekneleri de deniyor. Bunun sebebi, kanalların kesitleri küçük olduğundan ve bu teknelerle de yolcu dolaşımının sağlanabilmesi için her yerden ulaşım bu tip teknelerle sağlanıyor. Kanallardan uzunluğu 6 km'yi bulanları bile var ve bunları birbirlerine bağlayan sayısız köprüler var. Zaten şehrin ismi de bu köprülerden geliyor Brugge=Köprüler.  Kesinlikle binilip gezinmeli ve o güzel manzaralar kaçırılmamalı diyorum.

4.Yemek (Midye, Patates ve Waffle)

Yemek denilince de liman şehri olması ve denize yakın bir kent olması sebebiyle deniz mahsulleri ilk akla gelenlerden. Bunların başını ise mussels denilen midye çekiyor. Midye bizim bildiğimiz midyeden değil yani en azından yapım ve pişirme şekli ve dolayısıyla da görselliği açısından aynı değil. Burada midyeler bir tencere ve dilediğiniz bir sosla (sarımsaklı, domatesli, beyaz şarapla sotelenmiş, mayonezli kremalı soslu,..vs.) haşlanarak, içine sebzeler ilave edilerek kaynatılmış halde geliyor. Ortalama bir tencere yani 1 kg kabuklu midyenin de fiyatı 20 Euro. Günde 450-500 kg midye tüketilen bu yerde haliyle bizdeki gibi ayrıca midye çiftlikleri de kurulu :)

Bir de sokaklarda yürürken sizi buram buram karşılayan patates kızartması ve waffle... Kesinlikle denenmeye değer, patatesinden midir? mayasından mıdır? nedendir bilemedim ama bana çok daha tatlı çok daha lezzetli geldiler...







  5.Kwak Birası

Sadece Kwak mı Belçika denilince zaten türlü türlü meşhur biralarını herkes biliyor. Kwakta bunlardan biri. Adı nereden geliyor acaba dedim? Araştırdım ve bakın neymiş tüm mesele :)

Rivayete göre Napolyon zamanlarında Pauwel Kwak, Dendermonde (Brüksel – Gent arasında bir yer) civarlarında De Hoorn adında bir han işletir. Buradan her gün geçen atlı arabaları , o zamanlar arabayı sahipsiz bırakmak yasak olduğundan biralarını arabalarında tüketmeleri gerekmektedir. Bunun için bizim cingöz Pauwel efsanevi Kwak bardağını tasarlar. Bardak at arabasının yanına monte edilebilecek bir yapıya sahiptir. Kwak lezzetinden daha çok, bu geleneksel tasarım bardağı ile bilinen, 1791 den beri (3. Selim dönemine tekabül eder..) Boostels tarafından üretilen bir Belgian Strong Pale Ale haline gelir.



Günümüze kadar taşınan tarifinde 3 farklı çeşit malt ve şekerin yanı sıra karamelize muz ve tabii ki şerbetçi otu ile su bulunmakta :) Söylediklerine göre kehribar rengi malttan gelen kısmi acılığı dengelemek için ek olarak şeker kullanılıyor ve çok acı karakterli şerbetçi otundan kaçınıyorlar tariflerinde. (Bu alıntı için buradan devamı buyurun tık tıkkkkk!!!)

Yine bir efsane daha var ki; bu biraya neden kwak denildiğini bilmeyenler bir bara götürülür ve birayı hızla içmeleri tavsiye edilir. Bardağın en dar orta noktasına gelindiğinde ise biranın adının nereden geldiği "ıslak" bir şekilde anlaşılır. Eğer bira bu dar kısma geldiğinde hızla içilirse bir baloncuk yapar ve içenin yüzüne "plamp", Belçikalılara göre "kwak" seklinde bir ses eşliğinde çarpar. (Bu bilgi ve devamı içinde buyurun tık tıkkkk !!!)

6.Müzik

Ahşap bir kutu ve içinde belli aralıklarda tırnakları olan ve delikli kağıtların bu tırnaklara oturmasıyla çok güzel bir müziğe dönüşen bir alet bu... Siz sadece kolu çeviriyorsunuz ve sonrasında kağıt üzerindeki bu delikleri ahenkle bu tırnaklara geçmesini ve her bir sayfada yeniden yeniden bir müziğe dönüşmesini sağlıyorsunuz... Aynısı meydandaki büyük kulede de var.

7.Tarih- Gezilmesi Gereken Olmazsa Olmaz ve Olabilir Yerler :)

Markt Meydanı, Belfort Saat Kulesi, Hükümet Binası, Burg Meydanı, Kutsal Kan Bazilikası, Church of our Lady, Kanal Gezisi, Beguinage Mahallesi-Manastırı, Grand Place,  Notre Dame Kilisesi, Yel değirmenleri, Gothic Town Hall bence kesinlikle gezilmesi ve görülmesi gereken yerler...

Olabilir Yerler (Yani bir kaç gün kalıp vakit geçirmek isterseniz)

Minnewater Park, Groeninge Güzel Sanatlar Müzesi, Choco Story Çikolata Müzesi, The Friet Museum (Patates Müzesi), Pırlanta Müzesi'ni ziyaret edebilirsiniz.

Son olarak değinmeden geçmeyim dedim. Çocukluğumuzun çizgi film karakterlerinden Ten Ten 'de buradan çıkma :) Hatta müzesi ve sırf onunla ilgili hediyelikler alabileceğiniz dükkanları bile var. Uçak üstünde 15-20 cm boyutlarında bir Ten Ten'i 250 Euro'ya alabilirsiniz mesela :):):)

Yani kısacası masalsı bir dünyadan çıkıp hiç de hoş bulmadığımız memleketimize tekrar geri döndük... Nedenini hepimiz biliyoruz biliyoruz da maalesef bir şeyler yapamıyoruz nedense...

Şimdi bugünü yad etmek adına ben ordan aldığım bir kaç parça ile bir yudum kahvemle yeniden demleniyorum. Sizleri de bekliyorum....

Ayrıca bu demet çiçeği de oralardan size getirdim. Arkada kanalın şavkı ve bir demet papatya sizlere armağanım olsun...

Gene belirtmeden de geçemeyeceğim, tüm fotoğraflar kendi gözümden ve kendi objektifimden çekilmiştir.

Sevgiler,

Şuh-i Fidan