Yeniden herkese merhabalar;
Çocuklu tatil neymiş bu sene daha iyi anladım. Geçen sene oğlan 9-10 aylıkken her şey daha rahattı bu sene ayaklanıp yürümeyi bilmeyip koşturmayla hayatımız geçtiği için ilk zamanlarda gerçekten sanırım deliriyorum Allah'ım aklıma mukayyet ol dedim. Bütün sene evde ananeyle vakit geçiren bizim Ali Kerem bu yaz sezonu itibariyle soluğu yazlıkta Kuşadası'nda alınca özgürlüğünü de bağımsızlığını da ilan ederek kendi ayakları üstünde durmayı daha bir fazla öğrendi. Alışma sürecinde biz de yanında olalım dedik fakat havası, suyu, ortam, çoluk-çocuk ve kapıdan ilk adımda dış ortama atılma özgürlüğü bize oldukça lüks geldi sanırım. Ali Kerem'ciğim de bu şaşkınlıkla gece-gündüz uykularını, yeme içme düzenini ve hatta bizlerin de uyku ve yemek düzenini alt-üst etti. Bütün gün çimlerde koştur dur nereye kadar...
Artık umudu tüketmiş, hatta benle Emre'ye iş sebebiyle İstanbul'a dönüş vakti yaklaşınca, oğlanı da alıp götürelim bu iş burada olmayacak dedik. Hatta anaokuluna bile vermeyi düşündük. Aslında tek hedefimiz vardı, İstanbul'un ortamından, yazın sıcağından ve dört duvar arasından onu kurtarıp vaktini daha kaliteli, düzenli, temiz havada, deniz ve kumla oynayarak, çoluk-çocuk arkadaşları ile vakit geçirerek ve daha rahat ederek geçirir diye düşündüğümüzden bu sene onu yazlığa götürelim demiştik. Tüm bu çaresizlik içinde ilk haftanın 4.günü biz de mucize bir gelişme yaşandı belki de buna yeni düzene alışmak diyebilirdik. Her şey daha yerine ve dengine oturdu ve öyle oldu ki neredeyse 1. aya varacağız uyku düzenimiz, yemek düzenimiz, yere basışımız, hatta basışımızdaki daha bilinçli ve sağlam duruşlar, koşturmaktan yürüyüşe geçmek, yüz ifademiz ve huylarımız bile değişti. Erken yatmayı, her daim yemek yemeyi, yürüyüş yapmayı, paylaşmayı ve en önemlisi de denizi oldukça severek vakit geçiriyoruz.
Sonra düşündüm düşününce de aklıma geldi hani hep derler ya Balayı baldan tatlıdır diye, şimdi ben onu değiştirip bir de sonuna ekleyerek şu cümleyi buldum " Balayı baldan tatlıymış çocukalayı da pek bir kalaylıymış." Evet bu cümle artık benden çıkma ve benim oldu :) Çocuklu tatil çocukalayı biraz zamanında geçmesi ile kalaylanıp, yerine oturuyor.
Bu arada çocuklu tatille ilgili yaşanmışlıklardan elde edilmiş deneyimler ve naçizane tavsiyelerimi de sizlerle paylaşmak isterim. Bakalım neler var:
1. Yanınıza kesinlikle sevdiği oyuncaklardan bir kaç tane alın.
2. Eğer sayfiyelik bir yere ve uzun süreli bir yere kalmaya gidiyorsanız şemsiyeli bisiklet çocukların rahat binebildikleri, bisiklet kullanmayı öğrenene kadar pedal çevirmek yerine ayaklarını koymak için göz kutucukların yer aldığı, hem onun için hem de sizler için oldukça ideal olan bir bisiklet almanızı şiddetle tavsiye ederim. Çocuk sürekli yürümüyor, gezinirken de eline bir şeyler verirseniz o arada sürekli elindekileri götürüyor bu da yedirmenin diğer bir çeşidi. :)
3. Deniz için en uygun saatler sabah saat 08:00-11:00 ve akşam üzeri 16:00-20:00 saatleri.
4. Çocuklar için bence en güzel koruyucu Bioderma Photoderm Kid Spray. Biz kullanıyoruz ve oldukça da memnun kaldık. Hem koruyuculuğu hem de nem dengesi harika.
5. Günün her saati şapka bence yaz ayları için kaçınılmaz...
6. Huggies Little Swimmers Mayo Bebek Bezi tartışmasız kaçınılmaz çok güzel ve kullanışlı.
7. Yaz dönemi biraz daha iştah açılsın diye yeni keşfettiğim ve oldukça da memnun kaldığım Arifoğlu'nun Siyah Üzüm Çekirdeği öğütülmüş tozunu bence kesinlikle denemelisiniz. Bir kaç saat içinde farkı anlayacaksınız ve göreceksiniz. İştah açıcılığı oldukça yüksek bir takviye ve üstelik tamamen doğal. Ben genelde meyve püresi veya sabah kahvaltılarına ilave ediyorum.
8. Yine bu dönemde kemik gelişimi için olmazsa olmaz güneş ışınlarından gün içinde bol miktarda alıyoruz ancak bir de gene meyve püresi yada sabah kahvaltısına kemik gelişimini güçlendirmek adına Arifoğlu'nun Keçiboynuzu Unu ilave ediyoruz. Tüm bu tozlardan bir çay kaşığının ucuna değecek kadar koyuyorum. Yani tam bir kaşık dolmuyor.
9. Havuzları prensip olarak beğenmiyor ve mikrobik olduklarını düşündüğümden sokmuyorum. Çünkü düşünün ki, bebeğiniz yada çocuğunuz gibi bir çok çocuk aynı anda bu havuzlara giriyor ve ne kadar klorla da dezenfekte edilse birincisi klorun bile çocuk ciltlerine zararı var ve kanıtlanmış, ikincisi de bir çocuğun küçük tuvaletini bile kaçırmış olması ihtimali aslında o havuzun tamamen kapatılıp, suyunun boşaltılarak yeniden doldurulması ve ilaçlanması gerektiği hususunu da taşıyor. Bilmem biliyor muydunuz? Sizce bizim ülkede bu dediğim ne kadar uygulanıyor? Bu yüzden bence tercih etmeyin derim.
10. Tuvalet eğitimi de eğer iki yaşlara doğru yaklaştıysanız ve yaz döneminde iseniz, özellikle de yazlıkta yada evde bile olsanız bence tam zamanı. Bu havalarda bez çıkartılarak hem pişik önlemiş hem de üşümesini de engelleyerek onları ferahlatmış oluyorsunuz. Ve tam da bu rahatlıkla daha kolay adapte oluyorlar.
11. Eğer bu eğitimi başlatacaksanız bir küçük dipnot daha, kesinlikle gece çocuğun altını bağlamayın. Bu işin en büyük sırrı çocuğun gece-gündüz altını açıkta bırakmak. Gece rahata alışan çocuk sonra her gece altını bağlatmak istiyor. Halbuki ıslaklıkla rahatsız olması ve kendisinin artık uyanması gerekiyor. Geceleri bu dönemlerde anne-babalara oldukça iş düşüyor, uykulardan feragat edilerek, saatte bir yada 2 saatte bir çocuğu gerçek manada gözlerini açacak şekilde ve tuvalet bilincini algılayacak şekilde tuvalete götürmek gerekiyor. Yoksa gözü kapalı uykulu bir halde götürseniz de algıları kapalı olduğundan ne yaptığının farkında olmuyorlar.
12. Yaz aylarının vazgeçilmez içeceği elbetteki su. Sadece büyükler için bol su tüketmek değil, küçük çocuklarımızı da unutmamak gerekiyor. Onlarında bu dönemde suya ihtiyaçları oldukça yüksek...
13. Ayrıca çocukların kemik gelişimi ve kalsiyum almasında dondurmanın da yerinin önemli olduğu söyleniyor. Biz neredeyse bu aylarda hemen hemen her akşam dondurma yediriyoruz. Tabi üzerine klasik bademcikleri şişmesin diye de bol bol su içiriyoruz.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar... İleriki zamanlarda da yeni yeni deneyimleri paylaşmaya devam edeceğim. İlk çocuk ve ilk deneyimler, hem paylaştıkça çoğalıyor hem de çok şey öğreniliyor.
Bu da bizim ufaklık dondurma yerkene ;)
Sevgiler,
Şuh-i Fidan
Şimdilik aklıma gelenler bunlar... İleriki zamanlarda da yeni yeni deneyimleri paylaşmaya devam edeceğim. İlk çocuk ve ilk deneyimler, hem paylaştıkça çoğalıyor hem de çok şey öğreniliyor.
Bu da bizim ufaklık dondurma yerkene ;)
Sevgiler,
Şuh-i Fidan
Çok tatlı bir oğlun var Fidan :) Kırk bir kez maşallah!
ReplyDeleteSorma çooookkkkk tatlı çoookkkk Yeliz'cim :) İnşallah daha tatlısı senin olsun canım benim :) Öpüyorum çokkk... :):):)
Delete